Anasayfa
İletişim
Tv
Radyo
Haberler
Mevlana
Tarihi
Sorular
ilanlar
Manzara
Vatan
Kuran Kerim Dinle
Konular
ilahi dinle
Gazeteler
Fal
Oyun
Videolar
Bilgi Yarismasi
Varmisin yokmusun
Sözlük
Sohbet
Şiir Köşesi
Besmelenin Faziletleri
Link listesi
Sevgili Peygamberim
Kuran-ı Kerim meali
Cevşenül Kabir Dinle
E-Risalei-Nur
Hanımlar İçin
İsimler ve Anlamları
Conferans Chat
Dini Bilgiler
Ezan Duası
Ticaret
Top liste
Paylasım Sayfasi
Hava Durumu
İslam Tarihi
Türkiye İlleri
Dini Flim İzle
Hakkımda
Dünyanın 7 Harikasi
Gerekli Bilgiler
kemal
RadyoPlayer1
 

Konular

=> Daha kayıt olmadın mı?

Konularım

Konular - Duânın önemi

Burdasın:
Konular => ESMA-ÜL-HÜSNA => Duânın önemi

<-Geri

 1 

Devam->


Rizegenclik (Ziyaretçi)
12.07.2012 22:00 (UTC)[alıntı yap]
Duâ, Allahü teâlâya yalvararak murâdını istemektir. Allahü teâlâ, duâ eden Müslümanı çok sever. Duâ etmeyene gadâp eder. Duâ mü'minin silâhıdır. Dînin temel direklerinden biridir. Yerleri, gökleri aydınlatan nûrdur. Duâ, gelmiş olan dertleri, belâları giderir. Gelmemiş olanların da gelmelerine mâni olur. Allahü teâlâ, “Bana hâlis kalb ile duâ ediniz! Böyle duâları kabûl ederim” buyurdu.

Bunun için, duâ etmek, namaz, oruc gibi ibâdettir. Allahü teâlâ, “Bana ibâdet yapmak istemiyenleri, zelîl ve hakîr yapar, Cehenneme atarım” buyurdu. Allahü teâlâ, herşeyi sebep ile yaratmakta, ni'metlerini sebeplerin arkasından göndermektedir. Zararları, dertleri def' için ve faydalı şeyleri vermek için de, duâ etmeği sebep yapmıştır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
“Duâ, ibâdetin aslı ve özüdür. Allah katında duâdan makbûl birşey yoktur. Duâ yetmiş türlü kazâyı önler. Ömrün bereketini artırır.”
“Kazâ, ancak ve yalnız duâ ile durdurulur.”
“Duâ, ibâdetin aslı ve özüdür. Allah katında duâdan makbul birşey yoktur. Duâ 70 türlü kazayı önler. Ömrün bereketini artırır.”
“Allahü teâlânın katında duâdan daha makbûl ve kıymetli birşey yoktur.”

İmâm-ı Rabbânî hazretleri, “Duâ, kazâyı, belâyı defeder” buyurudu.
Duânın yapılması mukadderata bağlıdır. Takdirde duâ varsa elbette yapılır. Duânın belâyı önlemesi kazâ ve kaderdendir. Nitekim Peygamberimiz, “Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabûl olan duâ, o belâ gelirken korur.” buyurmuştur.

Peygamber efendimiz, “Allahü teâlâya günah işlemiyen dil ile duâ edin!” buyurunca, böyle bir dilin nasıl bulanacağı soruldu. Bunun üzerine “Birbirinize duâ edin! Çünkü ne sen onun, ne de o senin dilinle günah işlemiştir” buyurdu. Yine buyurdu ki:“Duânın kabul olması için iki şey gerekir. Duâyı ihlas ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helaldan olmalıdır. Müminin odasında, haramdan bir iplik varsa, bu odada yaptığı duâ kabul olmaz”
Rizegenclik (Ziyaretçi)
12.07.2012 22:03 (UTC)[alıntı yap]
Sual: Kitaplarda, (Allahü teâlânın sıfatları ebedi, yan, sonsuz olduğu gibi, bir kimseden razı olması da sonsuzdur. Önce razı olup da, sonra razı olmaması düşünülemez) deniyor. Bir kimse önce kâfirken sonra müslüman olabilir. Yahut müslümanken kâfir olabilir. Bu durumda Allah’ın razı olması değişmiyor mu?
CEVAP
Allahü teâlânın razı olması asla değişmez. Hüküm, neticeye göre verilir. Yani son nefeste imanla mı ölecek, yoksa imansız mı ölecek; önemli olan budur. Allahü teâlâ da, ezelî olan ilmiyle bir kimsenin sonunu elbette bilir. Eğer o kimse, imanlı ölecekse ondan razıdır, imansız ölecekse ondan razı değildir. Kâfir olacak müslümandan Allahü teala razı olur mu hiç? Müslüman olacak olan kâfirden de, o haliyle değil, sonunda müslüman olacağı için, müslümanlığından razı olur.

Bir müslümana dua ederken, (Allah senden razı olsun) demek de, senin bu günahkâr halinden razı olsun demek değildir. Seni razı olduğu hale çevirsin demektir.
Rizegenclik (Ziyaretçi)
12.07.2012 22:04 (UTC)[alıntı yap]
"Rizegenclik (Admin)" yazdı:
Sual: Kitaplarda, (Allahü teâlânın sıfatları ebedi, yan, sonsuz olduğu gibi, bir kimseden razı olması da sonsuzdur. Önce razı olup da, sonra razı olmaması düşünülemez) deniyor. Bir kimse önce kâfirken sonra müslüman olabilir. Yahut müslümanken kâfir olabilir. Bu durumda Allah’ın razı olması değişmiyor mu?
CEVAP
Allahü teâlânın razı olması asla değişmez. Hüküm, neticeye göre verilir. Yani son nefeste imanla mı ölecek, yoksa imansız mı ölecek; önemli olan budur. Allahü teâlâ da, ezelî olan ilmiyle bir kimsenin sonunu elbette bilir. Eğer o kimse, imanlı ölecekse ondan razıdır, imansız ölecekse ondan razı değildir. Kâfir olacak müslümandan Allahü teala razı olur mu hiç? Müslüman olacak olan kâfirden de, o haliyle değil, sonunda müslüman olacağı için, müslümanlığından razı olur.

Bir müslümana dua ederken, (Allah senden razı olsun) demek de, senin bu günahkâr halinden razı olsun demek değildir. Seni razı olduğu hale çevirsin demektir.

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 2
Bütün postalar: 4
Bütün kullanıcılar: 4
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 

Bugün 47 ziyaretçi (51 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol